UMUT AKYÜREK | Müziğin Usta İsmi Umut Akyürek Kimdir?

Umut Akyürek… O doğduğunda takvimler 12 Temmuz 1973’ü gösteriyordu.

Ankara’da dünyaya gelen Umut Akyürek’in çocukluğu Adapazarı ve Sapanca’da geçti.

Hayalperest bir çocuktu. Bir o kadar da içine kapanıktı. Sorunların eksik olmadığı bir evde büyüdü. Ünlü sanatçı, Haberler.com’dan Gökay Kalaycıoğlu’nun sunduğu Haber Bahane programında çocukluk yıllarını şöyle anlatıyor.

“Anne baba ayrılığı yaşamış bir çocuğum. 4 kardeşiz. Ama hiçbir zaman huzurlu saadetli bir aile ortamı göremedik. Annem ve babam bir kere ayrılmadılar. Sık sık yaşadık bunu. Baştan beri yürümeyen bir evlilikti. Dolayısıyla biz oradan oraya savrulduk. Büyük çocuk bendim. Büyük çocuklar da biraz ezilirler. Kardeşlerime ablalık bir nevi annelik yaptım. Dolayısıyla çok fazla çocukluğumu yaşadığımı düşünmüyorum. Şahane bir çocukluğum olmadı. Babam beni sevmiyor diye düşündüm. Çok sevgi göremedim ben, annemden de göremedim. Çabuk olgunlaşmak zorunda kaldım.”

Küçük yaşlardan itibaren müziğe ilgisi vardı. Ondaki yeteneği keşfeden kişi ise ilkokul öğretmeni oldu. Annesi de destekledi. 1989 yılında İzmit’te Erol Sayan’ın çalıştırdığı musiki cemiyetine yazıldı. Ancak babası gitmesine engel oluyordu. Umut Akyürek, Haberler.com’dan Gökay Kalaycıoğlu’nun sunduğu Haber Bahane programında o günleri şöyle anlatıyor;

“Erol Sayan hocam babamı arayıp ‘Gündüz bey sizin elinizde bir elmas var bırakın biz onu işleyelim. Yazık etmeyelim, yüzyılda bir gelir’ diyor. O kadar etkili konuşma yaptı ki. Babam da artık hocanın lafının üzerine söyleyecek bir şeyi kalmadı ve ben o sayede gidip gelebildim. O yüzden Erol Sayan hocama çok şey borçluyum”

Umut Akyürek 1990 yılında katıldığı TRT’nin Amatör Ses Yarışması’nda üçüncü olmayı başardı.

Hikayenin başında da söyledik. Evde hep sorunlar vardı ve babasının kendisini sevmediğini düşünüyordu. Ünlü sanatçı, Gökay Kalaycıoğlu’nun Haber Bahane programında çocukluk yıllarıyla ilgili unutamadığını anısını şöyle paylaşıyor;


“Ortaokula gidiyorum. Bana çok eziyet etti ya babam. Harçlık vermezdi. 3 lira 5 lira bir şey verecek. 10 kere beklerdim başında. Sonra ben üniversiteyi kazandığım için İstanbul’a geldim. Çemberlitaş Kız Yurdu’nda kalıyordum. Topkapı’dan da her hafta gidip geliyordum. Çünkü babam 1 haftalık para veriyordu. Zaten gitmek zorundayım. O parayı da kök söktüre söktüre veriyordu. Niye böyle yapıyordu ben hala bilmiyorum, kendisine hiçbir zaman da sormadım”

1991 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuvarını kazanan Umut Akyürek, 1. Sınıfı bitirdikten sonra annesi de resmi olarak babasından boşandı. Çocuklarını da alarak, İstanbul’a Umut’un yanına geldi.

Anne ve kızın hayat mücadelesi o günden itibaren başlamıştı. Ancak yükün çoğunluğunu Umut üstlenmişti. O günlerde bir tanıdığının aracılığıyla orduevinde çalışmaya başlamıştı.

Bir yandan okuyor bir yandan da çalışıyordu. Bu çetin geçen hayat mücadelesinin arasında aşk da gelip onu buldu. Ünlü sanatçı, hayatının aşkı Oktay Ertuğrul ile konservatuvarda karşılaştı. Umut Akyürek, Gökay Kalaycıoğlu’nun Haber Bahane programında Oktay Ertuğrul ile nasıl tanıştığını şöyle anlatıyor;

“Bizim okulun bütün kızları Oktay’ın etrafında dönüyor. Ben de tam tersine yolumu değiştiriyorum. Çünkü utanıyorum, yüzüne bakamıyorum. Çok beğendim ama hiç oralı değilim. O da beni, ‘burnu havada çok kibirli’ biri zannediyor. Gel zaman git zaman Mahsun Kırmızıgül bir gün beni dinletmek için Oktay’ı getiriyor. Sonra Oktay, benim bi arkadaşıma söylüyor. O şekilde başlıyoruz”

Umut Akyürek’in hayatı hep zor tercihler ve mücadelelerle geçti. Yıllar önce babasına karşı tercih ettiği annesi, en başta Oktay Ertuğrul’u kabul etmedi.

#UmutAkyürek #UmutAkyürekKimdir #UmutAkyürekHayatı